Çocukluğu Bafra Samsun ve diğer Karadeniz şehir ve kasabalarında geçmiştir.
Güzel Sanatlara ilgisi daha çok küçük yaşlarda ortaya çıkmış ve değerlendirilmiştir.
Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek okulundaki eğitimi sürecinde; avangart sokak tiyatrosu yapmış, sanat yazıları ve eleştirileri yazmaya başlamıştır.
Çocuk yaşlarından beri ören yerlerine yaptığı gezileri; 20li yaşlardan sonra yurtdışı gezilerde ve müzelerde devam ettirmiştir.
Uzun süren okul yıllarının başlangıcı (1976-1977) aynı zamanda Türkiyede çağdaş sanat galericiliğinin ciddi bir biçimde başladığı, ‘Çağdaş Türk Sanatı’nda bütün dünya ile eş zamanlı işler verilmeye başlanan bir dönemdir. Mahmut Nüvit 30 yıldır bu dönemin ilk elden tanığı ve taraflardan biridir. Halen kollarında büyüdüğü Çağdaş Türk Sanatı için muhtelif danışmanlıklar, sergi komserlikleri , konuşmalar ve yazılı çalışmalar yapmaktadır.
Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulunu bitirdiği 80li yıllar dünyada bir tasarım patlaması yaşandığı ve tasarımcıların pop-star gibi muamele gördüğü yıllardır.
Mahmut Nüvit doğuştan taşıdığı özelliklere kişisel eğitimini de ekleyerek çok özel ve farklı bir çizgide tek eşyalar ve mobilyalar tasarlar. Bu objeler temel geometrik biçimlerin kombinasyonu temelinde doğal malzemelerle yapılmış özgün tasarımlardır. Hepsi birer sanat objesi olması eğilimini temsil eden işlerdir. Tasarımın özelliklerini oluşturan her biçimsel öge dünyanın belli başlı müzelerinde yapılan incemelerin, iyi şiirin ve çocukluğumuzdaki masalların izlerini taşır.
1985 ve 1990 arasında Yüksel Karapınar atölyesindeki projelendirme tecrübelerini Reşit Soley daha sonra da Eren Talu atölyelerine taşıyacaktır.
Şehir ve şehirciliğe duyduğu ilginin sonucu çeşitli yarışma projelerinin ekiplerinde yer alır.
Bu anlamda 1990 yılında Beşiktaş Belediyesinin açmış olduğu yarışmada birincilik ödülünü kazanan Tanju Edige –Bereket Uluşahin-Sidel ve Sami Pazarbaşı ekibinde yer alması bu bağlarını göstermesi açısından önem taşır.
Mahmut Nüvit için üç tane Beşiktaş vardır. Birincisi Tatbiki Güzel Sanat Yüksek Okulunda geçirdiği yıllar, ikicisi birincilik kazanan projedeki Beşiktaş ve kendi tasarım atölyesini kurduktan sonra restorasyonunu yaptığı Abbasağadaki eski eserlerin temsil ettiği Beşiktaş.
Kendi tasarım atölyesini kurduğu 1995 yılından itibaren ve şehre duyduğu ilgi den ötürü, atölyesini açtığı Cihangir semtiyle özdeşleşen Cihangir Güzelleştirme Derneğinde aktif olarak 2. dönem yöneticilik yapar. Bu dönem korumacılık ve şehircilik açısından bir çok akademik çalışmanın yapıldığı yıllardır.
Aynı zamanda 1995 yılından itibaren üzerinde yaşadığımız topraklardaki büyük ve otantik kültür konusunda yaptığı çalışmalar sonucu bir yandan bu büyük kültürün elde kalan örneklerini koruma çabasıyla restorasyona yönelmiş öte yandan bu eserler içinde güncel yaşama yönelik tasarımlarıyla kültürel devamlılık konusunda sorulara cevaplar aramaya girişmiştir.
Mesleğini temsil etme yeteneği ile 2004 yılında İçmimarlar Odasında yöneticilik yapmış, döneminde oda ilk defa kendine ait bağımsız mekanlarda çalışmalarına başlamıştır.
1987 yılından beri üyesi olduğu Doğal Hayatı Koruma Derneğinde 2007 yılında yönetime getirilmiştir. Böylece bir ütopya olarak düşlediği doğal hayatın ortasında bu hayata saygılı yaşam alanı